TÜRKİYE’NİN BALKANLAR POLİTİKASI

Balkanlar, coğrafi, siyasi ve ekonomik açıdan olduğu kadar, tarihi, kültürel ve insani bağlar bakımından da Türkiye için öncelik taşımaktadır. Şimdi bu önemli bağları biraz daha yakından inceleyelim :

Yugoslavya’nın dağılması ile Balkanlar’daki tüm dengeler sarsılmış ve bu süreçte ortaya çıkan istikrarsızlık uluslararası barış açısından tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bölge, 1990’lı yıllarda tahripkâr savaşlara ve etnik temizliğe sahne olmuş, bugünkü barış ve istikrar ortamı ancak uluslararası müdahale sonunda sağlanabilmiştir. Karadağ’ın 2006, Kosova’nın da 2008 yılında bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile Balkanlarda yeni bağımsız devletlerin sınırları kesinlik kazanmıştır.

Köklü tarihi ve kültürel bağlarının bulunduğu Balkanları dış politika stratejisinin başlıca unsurlarından biri olarak belirleyen Türkiye ise son dönemde siyasi kamplaşmaların ve hesapların sonucu olarak çıkan “çatlak seslere” karşın, bölgedeki faaliyetlerini, mevcut bütün ihtilaf alanlarını aşacak şekilde, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun ifadesiyle “kriz değil vizyon odaklı” kuşatıcı bir perspektifle devam ettiriyor.

Türkiye’nin Balkan politikasının üç ana zemini
Türkiye’nin bölgede izlediği politikaları, çok taraflı bir yaklaşım ve uluslararası barış girişimlerine iştirak üzerine kuruldu. Dışişleri Bakanlığının 2013 yılına ait strateji belgesine göre, Balkan politikası;

“Üst düzeyli siyasi diyalog”

“Herkes için güvenlik, azami ekonomik entegrasyon”

“Bölgedeki çok etnikli, çok kültürlü, çok dinli toplumsal yapıların muhafazası”

ana eksenleri üzerinde şekilleniyor.O zaman akıllarda tek soru oluyor , “Bu yaklaşım ile Türkiye ne yapmak istiyor? “

Bu yaklaşımla Türkiye, ekonomik faaliyetlerinin yanı sıra sosyal ve kültürel boyutlu faaliyetlere de ağırlık veriyor. Türkiye’nin bu yumuşak güç enstümanlarına ağırlık vermesi bölge halkı tarafından güven ve istikrarı artırmaya yönelik iyi niyetli adımlar olarak algılanıyor.

İyi komşuluk ilişkileri ve bölgesel işbirliğine yaptığımız katkıların en somut örneğini Türkiye’nin inisiyatifi ile gerçekleştirilen Türkiye-HırvatistanBosna-Hersek ve Türkiye-Sırbistan-Bosna-Hersek üçlü danışma mekanizmaları oluşturmaktadır. Bölgede kısa sürede kaydadeğer güven artırıcı önlem olarak kabul gören bu işbirliği mekanizmaları ile bir yandan Bosna-Hersek’te barış, istikrar ve refahın pekiştirilmesine çalışılmakta, diğer yandan ise, Balkanların daha istikrarlı hale gelmesine çaba gösterilmektedir.

Türkiye-Bosna-Hersek-Sırbistan Üçlü Zirvesi ise ilk olarak 24 Nisan 2010 tarihinde İstanbul’da, ikincisi 26 Nisan 2011 tarihinde Karadjordjevo/Sırbistan’da, son Zirve toplantısı ise  14-15 Mayıs 2013 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir.

Üçlü Zirvelerde mutabık kalındığı üzere ekonomi, kültür, eğitim, bilim, enerji, altyapı, ulaştırma, spor ve turizm alanlarındaki işbirliğinin geliştirilmesi hususlarında üçlü danışma sürecinin işlevsel bir kurumsal çerçeve olarak taşıdığı öneme dikkat çekilmiştir. Zirve marjında, üç ülkenin Ekonomi Bakanları, Üçlü Ticaret Komitesi kurulmasına yönelik olarak, Ekonomik ve Ticaret İşbirliğine İlişkin Deklarasyonu imzalamışlardır. Ayrıca Türkiye, Bosna-Hersek ve Sırbistan arasında “Üçlü Ticaret Mekanizması”nın kurulması da kararlaştırılmıştır.
Türkiye, bölgede kalıcı barış ve istikrarın temini bakımından tüm bölge ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarına entegrasyonunun elzem olduğunu değerlendirmekte ve bölge ülkelerini bu doğrultuda desteklemeyi hala  sürdürmektedir.

Yukarıda da anlayacağımız üzere Türkiye geçmişten beri gelen bu dostluğu bu şekilde ilerlettirmiştir . Hâlâ devam eden bu güzel ilişkiler akılcı bir yol izlenerek kurulmuştur.


Kaynakça:

T.C Dışişleri Bakanlığı   (http://www.mfa.gov.tr/balkanlar_ile-iliskiler.tr.mfa)

Anadolu Ajansı ( https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/turkiyenin-balkan-politikasi-cikar-degil-vizyon-hedefli/508846 )

Share this article
Shareable URL
Next Post

ÇİN NEDEN HER ŞEYİ YİYOR?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Read next