TÜRK DEVLETLERİ ARASINDA İŞ BİRLİĞİ: TÜRK KENEŞİ

Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın kurucu üyeliğini yaptığı “Türk Dili Konuşan Ülkeler İş birliği Konseyi” 3 Ekim 2009 tarihinde Nahcivan’da imzalanan Nahcivan Anlaşması ile kurulmuştur. Ekim 2019’da gerçekleştirilen 7. Zirve sırasında Özbekistan tam üye konumuna gelmiştir. Macaristan ise 2018 yılında Kırgızistan’ın Cholpon-Ata şehrinde düzenlenen 6. Zirve sırasında gözlemci üye olmuştur. Üye olan ülkelerin Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın amaç ve ilkelerini, uluslararası hukukun evrensel doktrinlerini de kabul etmişlerdir. Türk Keneşi esas itibariyle 1992 yılından bu yana “Türkçe Konuşan Devletler Devlet Başkanları Zirveleri” kongrelerinde ortak siyasi bir irade çatısında toplanmışlardır. Türk Keneşi 16 Eylül 2010 tarihinde resmi olarak kurulmuştur. “Türk Konseyi Zirveleri” olarak adı güncellenmiştir (Tosun, 2020).

Türk Keneşi Bayrağı
Türk Keneşi Bayrağı

            Türk Konsey Bayrağı 22 Ağustos 2012 tarihinde Bişkek’te düzenlenen Türk Konseyi 2. Zirvesi sırasında Dışişleri Bakanları Konseyi’nin 2. Toplantısı öncesinde sunulmuştur. Konseye üye olan ülkelerin sembollerini taşıyan bu bayrakta; Azerbaycan Cumhuriyeti bayrağının yıldızı, Kazakistan Cumhuriyeti bayrağının mavi rengi, Kırgız Cumhuriyeti bayrağının güneşi ve Türkiye Cumhuriyeti bayrağının hilali bulunmaktadır (2021).

1.Tarihsel Arka Plan

            Başlangıçta belli bir bölgeden hareketle tarihi ve kültürel yönden ortak toplumsal yapıyı başlayan Türk topluluklarının süreç içerisinde geçirdiği farklı evrelerle birbirinden ayrı yapılar haline gelmiştir. Uluslararası ilişkiler literatürüne baktığımız zaman bölgeselcilik anlayışının iki şekilde açıklandığını görmekteyiz. 1950 ve 1960’lı yıllar arasında Soğuk Savaş’ın etkisiyle doğu ve batı bloğu eksenindedir. 1970 ve 1980’li yıllarda yaşanan yumuşa dönemiyle birlikte 1990’lara gelindiğinde neo-liberal ekonomi politikaların hız kazandığı bir evreye geçiş yapılmıştır. Güvenlik ve serbest ticaret anlaşmalarının benimsenmesi ve ötesine geçilmesiyle Hettne açısından çok boyutlu yeni bir durum ortaya çıkmıştır. Yalnızca Ulus Devletlerinin değil sivil toplumun, iş dünyasının ve yerel yönetim mekanizmalarının devreye girmesi söz konusudur (Hettne, 2008). Bu bakımdan bölgesel örgüt yalnızca bir iş birliği değil bölgenin sınırlarını aşan dinamik bir yapıya sahiptir. Ekonomik yönden birliğin yanı sıra farklı bir ortaklık durumu da söz konusu olabilmektedir.

            İlişkilerin 1989 yılında SSCB’nin kontrolünü yitirmeye girdiği süreçte başlaması Turgut Özal zamanına denk gelmektedir. Bu dönemde asgari ölçüde tutulmaya çalışılan ilişkilerde mutlaka Moskova ile görüşülmüştür. Resmi ziyaretler sırasında ekonomik ve kültürel ilişkilerin canlı tutulması amaçlanmıştır. 1991 yılında ise Dışişleri Bakanlığı İktisat Dairesi Başkanı Kurtuluş Taşkent ve Moskova Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı Halil Akıncı ve heyeti 12-29 Eylül 1991 tarihleri arasında Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Tacikistan’ı ziyaret etmiştir (Musabay Baki, 2014).

            1992 yılında Sovyetlerin dağılmasının ardından Orta Asya ve Kafkasya’da bağımsızlığını ilan eden Türk cumhuriyetlerini ilk tanıyan devlet Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Bu dönüm noktasıyla beraber duraklama dönemine uğramış olan bağların yenilenmesi adına girişimlerde bulunulmaya başlanmıştır. Örneğin Türkmenistan’ı ilk tanıyan devlet Türkiye’dir. İlk elçiliğini Türkiye topraklarında açan Türkmenistan ile ilişkilerin temeli Turgut Özal zamanına denk gelmekle birlikte birçok Türk iş insanı Türkmenistan’a yatırım yapmaları için teşvik edilmiştir. Sovyetler zamanında aralarında blok olan bu devletler bloğun aşılmasıyla birlikte siyasi, kültürel, eğitim ve özellikle ekonomi alanlarında iş birliği içinde olmuşlardır. Türkçe konuşan ülkelerin toplandığı ilk kongre 1992 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin liderliğinde Ankara’da düzenlenmiştir. Ülkelerin iç ve dış sebeplerden kaynaklı olarak politik ve ekonomik sorunlarının çözülmesi adına toplanan kongrelerde bölgesel ve küresel çerçevede barış istikrarının sağlanması önemli olmuştur. 1992’den 2000’li yıllara kadar devam eden zirvelerde 2006 ve 2008 yıllarında Özbekistan ve Türkmenistan benzer gerekçelerle zirveden çekilmiştir. (Kaygusuz, 2021)

            16 Eylül 2010 sonrasında resmi olarak “Türk Konseyi” adıyla devam eden bu kuruluş, SSCB etkisiyle vaktinde yapılamayan birçok ekonomik hamleyi gerçekleştirme hedefine girmiştir. Örneğin konsey üyesi Türk devletlerinde, işlenmemiş ham madde ve tarım ürünleri, sanayi açıdan teknolojileri gelişemediği için SSCB’ye satılmıştır. SSCB aldığı hammaddeleri işleyerek yüksek bir fiyata ihraç etmiştir. Bu nedenle birçok Sovyet Ülkesi elde ettikleri gelirle yalnızca ihtiyaç ve alt yapı hizmetlerini karşılayabilmiştir (Musabay Baki, 2014). Aynı zamanda Çarlık Rusyası’ndan bu yana devam eden Ruslaştırma politikası Avrasya için de geçerli olmuştur. 1860’lı yıllarda başlayan işgal edilen bölgedeki halkların etnik temizliğe tabi tutulması durumunda birçok yerli halk azınlık durumuna düşürülmeye çalışılmıştır. SSCB ile dil ve din konusunda sıkıntılar da yaşanmıştır. Günümüzde Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ülkelerinde Rusça resmi dil kabul edilmektedir.

2.Organizasyon Yapısı ve Faaliyet Alanları

            Pan-Türkist bir yaklaşımla bölgeselcilik anlayışının etkisi Türk Keneşi’nde görülmektedir. Bölgeye yönelik amaçlar Dışişleri Bakanı Halit Akıncı tarafından “Kardeş ülkelerin egemenlik ve bağımsızlıklarının pekiştirilip güçlendirilmesi, serbest piyasa ekonomisine dayalı demokratik ve laik toplum modelini benimsenmesini sağlanması, dünyayla bütünleşmelerinde aracı olunması, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı (AGİK), 26 EİT gibi sistemlere entegrasyonları için öncü etkin bir rol oynanması, Türkiye ile ilişkilerinin her alanda geliştirilmesi” şeklinde belirtilmiştir (Akıncı).  Birçok sivil toplum kuruluşu ve özel sektörün bu alana yönelerek yeni politikalar oluşturmaya yardımcı olduğu belirtilmektedir. Ekonomik planlamaların Dışişleri Bakanlığına ait bir kurum olan Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından yürütülmesi kararlaştırılmıştır. TİKA, Kalkınma yardımları ve istihdamın arttırılması yönünde çalışmalar yapmaktadır (Güneş, 2012). Ayrıca Eximbank kredileriyle yatırımın karşılıklı olarak teşvik edilmesi amaçlanarak ekonomi ve ticari iş birliği büyük bir ivme kazanmıştır. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattının inşa edilmesiyle Türkiye, Avrasya’ya yönelik ekonomi diplomasisinde büyük bir rol oynamıştır (Bilgin, 2012). Konsey yapısına kısaca bakacak olursak:

Organizasyon Şeması:

» Devlet Başkanları Konseyi,
» Dışişleri Bakanları Konseyi,
» Aksakallar Konseyi,
» Kıdemli Memurlar Komitesi
» Sekreterya

“Türk Konseyi’nin ana karar organı, Dönem Başkanlığı’nı üstlenen ülke (alfabetik sıraya göre) tarafından başkanlık edilen Devlet Başkanları Konseyi’dir. Türk Konseyi’nin faaliyetleri İstanbul’da yerleşik Sekreterya tarafından koordine edilmekte ve desteklenmektedir. Türk Konseyi aynı zamanda Ankara’da bulunan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Bakü’de bulunan Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Nur-Sultan’da bulunan Uluslararası Türk Akademisi, yine Bakü’de bulunan Türk Kültür ve Miras Vakfı ve İstanbul’da bulunan Türk Ticaret ve Sanayi Odası  gibi mevcut işbirliği mekanizmaları için bir şemsiye kuruluş niteliğindedir.” (Organizasyon Şeması , 2021)

            Nahcivan anlaşmasıyla kurulan Türk Konseyi’nin hukuksal bir kişiliği vardır. Kurumsal açıdan kendine has bir yapısı olan Konseyin işlevi yeni gelişen konularda Kıdemli Memurlar Komitesi ve ardından Bakanlar Toplantısı düzenlenmektedir. Kıdemli Memurlar Komiteleri hazırlıkları yaparak bakanların onayına sunmaktadır. Devlet Başkanları Zirvesi’nde müzakere edilip nihai karara bağlanmaktadır. Türk Konseyi Genel Sekreterliği ise alınan kararların hayata geçirilmesinden sorumludur (Kaygusuz, 2021). Günümüzde Konsey başkanlığı Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev tarafından yürütülmektedir.

            Türk Konseyi üyeleriyle birlikte kapsamlı iş birliği çerçevesinde hedeflerini yenilemektedir. Siyasi alanda; ekonomik konularda, gümrük ve ulaştırmada; kültür, eğitim ve bilim konularında; turizm alanında, diaspora ve uluslararası konularda gelişmenin önündeki engellerin kaldırılması ve diplomatik çözümler uygulama hedefindedir. Gümrük ve ulaştırma birliği alanında gerçekleştirilen çalışmalarla “Ulaştırma Koordinasyon Kurulu” kurulmuştur. Ortaya çıkan sorunlara yönelik çözümler için bir hat geliştirme fikri ortaya atılmıştır. İpek yolu turizminin canlandırılması ve üçüncü ülkelere tanıtılması planlanmıştır. Aynı zamanda eğitim alanında da çeşitli ortaklıklar söz konusudur. Zirveler sürecinde kurulan “Türk Üniversiteler Birliği” dört üye ülkede faaliyet eden 15 üniversite konsey bünyesinde açılmıştır (Tosun, 2020).

            Türk Konseyi’nin içerisinde  Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenterler Asamblesi (TÜRKPA), Türk Akademisi, Türk Kültür ve Mirası Vakfı, Türk İş Konseyi gibi kuruluşlar faaliyette bulunmaktadır (Tosun, 2020).

Sıla Bal tarafından The FEAS Journal için hazırlanmıştır.


Referanslar

Akıncı, H. (tarih yok). Açılış Konuşmalar. 24-26.

Bilgin, M. (2012). Türkiye’nin Enerji Güvenliği ve Bölgesel İlişkileri”, içinde 21. Der Yayınları.

Güneş, H. (2012). Türkiye Orta-Asya İlişkileri”, İçinde 21. Yüzyılda Türk Dış Politikasının Analizi. Der Yayınları.

Hettne, B. (2008). Teori ve Pratikte Güvenliğin Bölgeselleşmesi. Uluslararası İlişkiler, 5(18), 88.

Kaygusuz, Y. (2021). Kuruluşunun 10.Yılında Türk Konseyi’nin Türkiye ile Diğer Üye Ülkeler Arasındaki Ticarete Etkileri. TESAM Akademi, 8(1), 199-236. doi:10.30626/tesamakademi.748658

Logo ve Bayrak. (2021). Türk Keneşi: https://www.turkkon.org/tr/logo-ve-bayrak adresinden alındı

Musabay Baki, P. (2014). Avrasya’da bölgesel işbirliği sürecinden işbirliği mekanizmasına: Türk Konseyi. Bilge Strateji Dergisi, 133-162.

Organizasyon Şeması . (2021, Nisan 8). Türk Keneşi : https://www.turkkon.org/tr/organizasyon-tarihcesi adresinden alındı

Tosun, E. (2020). Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi). Tarih İncelemeleri, 21-25.

Magis academicum, magis profectum
Yazı oluşturuldu 59

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön