13. DÖNEM İRAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

ÖZET

Orta Doğu’da söz sahibi önemli ülkelerden biri olan İran’ın 13. Dönem Cumhurbaşkanlığı seçimleri 18 Haziran 2021 Cuma günü yapılacak. 1979 Devrimi’nden sonra idari teşkilat sisteminde derin değişimler yaşayan İran, Humeyni’nin ardından yönetimde fikirsel ayrılıkların başlamasıyla bugünkü düşünsel temelleri atıldı. 13. Dönem seçimlerde ise İran Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından başvuru yapan 592 kişiden sadece 7’sine adaylık izni verildi. Bu yazıda İran’ın idari teşkilat sistemi, fikir ayrılıklarının temelleri, cumhurbaşkanı adayları ve muhtemel kazanacak adaylardan bahsedilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Seçim, İran, Musaddık, Devrim, Velayet-i Fakih, Devrim Muhafızları

GİRİŞ

Sürecin başlangıcını 19.yy. sonlarında modernleşme çabasında olan İran’ın, batılı emperyalistlerle mücadele ve meşruti monarşi rejimin kurulmasını amaçlayan Anayasa Devrimi’ne (1905) kadar sarabiliriz. İran’ın 1. Dünya Savaşı’nda farklı ülkelerin istilasına uğraması İran’da ayrılıkçı hareketlerin ortaya çıkmasına neden oldu ve Rıza Şah dönemi başlayarak modern İran’ın temelleri atıldı. 2. Dünya Savaşı’nda Sovyetler ve İngilizler tarafından İran yine işgal edildi. Bunun sonucu olarak milliyetçi hareketler yükseldi ve petrol millileştirildi. Bu süreçte Milli Cephe Hareketi’nin ve Musaddık’ın yürüttüğü politikalar halk tarafından takdir ile karşılanmış ve 1951 yılında Muhammed Musaddık Başkanlık koltuğuna oturmuştur. Musaddık Dönemi gerek İran Şah’ı gerek de dış ilişkiler bağlamında İngiltere ve ABD ile sürekli bir çekişmeye sahne olsa da iktidarı 1953 yılına kadar sürebildi. ABD’nin ilk başlarda Soğuk Savaş siyasetine göre İran ile ilişkilerde İngiltere’den daha farklı olarak ılımlı olmaya çalışması çok uzun sürmemiş ve Cumhuriyetçi Dwight Eisenhower’ın ABD Başkanlık koltuğuna oturması ile İran’da yeni bir dönemin kapısı aralanmıştır. CIA-MI6 ortaklığı ile Ajax Operasyonu 1953’de İran’da gerçekleşmiş ve Musaddık devri kapanmıştır. Bu Darbe 1979 Devriminin bir provası olmuştur. “İran’da Pehlevi Krallığı, 1979 tarihinde devrilmiş ve Ayetullah Humeyni liderliğinde İslam Cumhuriyeti adı altında teokratik bir devlet sistemi kurulmuştur.’’ (Fanıd, 2020) Ulemanın da desteği ile modernleşme sürecinde geleneğe bağlı bir rejim oluşmuştur. “Humeyni’nin anayasa yapım sürecine kadar kamusal tartışmaya açmadığı ve çoğu İranlı’nın içeriğini tam olarak bilmediği velayet-i fakih teorisi, anayasa referandumunda sadece “monarşinin yerini alabilecek bir siyasî sistem seçeneği olarak kabul” edilmiştir.’’(Kanadıkırık, 2019, s.144) Devrimden önce Şah’a ait yetkiler, siyasal Şiiliğin yorumu olan velayet-i fakih doktrini ile rehbere verilmesi ya da kamu yararı için gerekirse dini kurallardan vazgeçilebileceği anlamına gelen ‘’Maslahat’’ kavramının ortaya atılması gibi bazı değişiklikler yapılmıştır. Her ne kadar teokratik uygulamaları olsa da İran’da bu sayede sekülerleşme başladı. “İran’ın üniter devlet sisteminde, iktidar/güç yapılanması, görünüşte modern sistemlerde olan yasama, yürütme, yargı organları ile dini/geleneksel bir kurum olan Vilayet-i Fakih (Rehber) arasında paylaşılmaktadır. Fakat anayasanın genelini esas aldığımızda, Vilayet-i Fakih’in tüm kurum ve kuruluşlar üzerinde mutlak hâkimiyetini görebiliriz.’’ (Fanıd, 2020) Dolayısıyla siyasal sistemin, kurumların etrafında değil de güçlü kişilikler etrafında şekillendiği yorumunu yapabiliriz.

İRAN’DA CEPHELEŞMELER BAŞLIYOR

Musaddık döneminde milliyetçiler Milli Cephe Partisi, sosyalist ve komünistler Tudeh Partisi’nde, İslamcıların ise Fedayan-i İslam Partisi etrafında toplandığını görüyoruz. 1979 İran Devrimi sonrasında ise tüm bu cepheler İslami Cumhuriyet Partisi’nde toplandı. Aslında Devrim sonrasında radikaller ve reformistler diye ikiye bölünmüş olan halk, İslami Cumhuriyet Partisi ile toplanmış olsa da Geçici Hükümetin çöküşü ile radikaller ipleri ellerine aldılar. Bu sefer de toplumdaki ve siyasetteki denetimin sınırlı mı yoksa sınırsız mı olması gerektiği konusunda fikir ayrılıklarına düşüldü. Kendi içlerinde İmamın Yolu ve Hücettiye olarak ikiye bölündüler. İmamın Yolu siyasetteki var olan denetimin her alanda olması gerektiğini savunurken, Hücettiye bu denetimin sadece dini alanda olması gerektiğini savundu. İran-Irak savaşı ile İmamın Yolu bu tartışmayı kazanan taraf oldu. Humeyni’nin vefat ettikten sonra İmamın Yolu savunucuları olan Hamaney rehber, Rafsancani ise Cumhurbaşkanı seçildi. Kendi içinde İslami sol radikaller, muhafazakârlar ve pragmatikler olarak üçe bölünen İmamın Yolu’nda, Hamaney’in desteği ile muhafazakârlar baskın oldular. Muhafazakârların zaferi, pragmatiklerin baskınlığında radikallerle ittifak ile sonuçlandı. 2005 Cumhurbaşkanlığı seçimleri zamanı artık yeni bir arayış içerisinde olan halkın ihtiyacını reformistler giderdi ancak muhafazakârlara karşı rekabetleri uzun süreli olmadı ve seçimin galibi muhafazakâr Mahmud Ahmedinejad oldu. Reformist-Muhafazakâr çekişmesi dışında ılımlı bir yön seçmek isteyen halk Hasan Ruhani’yi Cumhurbaşkanı seçti. Günümüzde ise İran siyasal sisteminin 3 kanada ayrıldığını söylemek doğru olacaktır. Bunlar Muhafazakârlar (Usulgeralar), Reformistler (Islahtalepler) ve Ilımlılar (İtidalgeralar)’dır.

Muhafazakârlar Velayet-i Fakih kurumunun sistemi şekillendirmesini, din adamlarının devletteki etkin konumunu ve içe kapalı bir ekonomi modelini benimsemekte, Reformistler ulemanın dini konular dışında sistem içerisindeki nüfuzunu eleştirmekte ve küresel sistemle bütünleşmeyi savunmaktadır. Ilımlılar ise iki ana grubun gelgitlerinden yorulan ve radikalize olmuş siyasi ortamdan bunalan toplumsal kesimlerin sözcüsü olma niyetindedir.’’(Çırakoğlu&Sayın,2019) Yönetimi din adamlarının elinde olan, dinsel duyarlılıkları kuvvetli ve ümmetçi çizgisinden taviz vermeyen Muhafazakârlar bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, bu sene de aday olan, Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi’ye %38 destek verdiler. İslam âleminin içine düştüğü bu müşkül durumdan sadece İslam’ın özüne dönerek ve anayasada bazı modernleşmeler yapılarak kurtulacağını savunan reformistler genelde kentli orta sınıfların ve seçkinlerin desteğine sahiptir. Muhafazakârlar ve Reformistler’in arasındaki rekabet derinleştikçe ortak yol bulmak isteyen Ilımlılar ortaya çıktı. Ilımlıların lideri olan Ruhani’nin nükleer anlaşma bağlamında ABD ile yaşadığı sorunlar ve artık eskisi gibi halkın reform taleplerini karşılamaması halkın Ruhani’ye olan desteğini azalttı ve Ilımlılar cephesinin sorgulanmasına neden oldu.

ADAYLAR KİMLER?

Peki, seçimlere yaklaşırken İran’ın siyaset terazisinde dengeler ne âlemde? ‘’Devrim Rehberi Hamenei, 11 Şubat 2019’da (Devrim’in 40. yılı) “Devrim’in İkinci Aşaması” başlıklı açıklamasında gençlerin devlet kademelerinde yer almasına ve siyasete atılmasına yönelik bir vizyon ortaya koymuştu. Hamenei’nin yönetim kademelerinin gençleşmesi ve devrimci bir iktidar arayışını vurgulayan mesajları, 2021 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine de zemin hazırlamıştır.’’ (Erginbaş, 2020) Seçimlere katılımın düşük olmasından yakınan siyasetçiler bir yandan halkı oy kullanmaları için teşvik etmeye çalışırken bir yandan da seçim politikalarını sürdürdüler. 2017 seçimlerinde Hasan Ruhani’ye karşı 2. Olarak kaybeden Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi en popüler adaylardan birisi. 1990’lardan beri belirgin bir şekilde artış gösteren Devrim Muhafızlarının siyasete katılım durumu bu dönemde de devam ediyor. ‘’Reformcular, Devrim Muhafızları’nın asker olarak tarafsız kalmasını istemiş ve Muhafızların siyasi alana girmesini eleştirmiştir. Buna karşılık Devrim Muhafızları kendilerini salt askeri bir güç değil, siyasi ve kültürel bir güç olarak görmektedir ve devrime yönelik tehditlerin hangi alandan gelirse oraya yöneleceklerini belirtmektedir’’ (Sinkaya,2010) bu nedenle de reformcuların siyaset alanını daraltmışlardır. Muhafazakârların ve reformistlerin başarısızlıklarının sonucu iki önemli temayı bir arada buluşturarak halkın sempatisini kazanan ve sosyal medya aktivistleri ile bir araya geldiğinde ‘’Vatanın bir askeri olarak seçim sahnesine giriyorum’’ diyen eski Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Genel Sekreteri Muhsin Rızai adaylığı kabul edilen ikinci Cumhurbaşkanı adayı oldu. Muhafazakâr cepheden üç isim daha aday oldu. Eski Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili bir dönem Avrupa ve Amerika bölgesinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevi yaptı. Milletvekili Emir Hüseyin Kadızade Haşimi ve Eski milletvekili Ali Rıza Zakani’nin de adaylıkları kabul edildi. Reformist cephenin adaylarına baktığımızda Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve eski İsfahan Valisi Muhsin Mihralizade ve Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmeti bu cepheden aday olarak çıktı. Ancak gözde adaylar olan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, eski İran Meclisi Milletvekili Mesud Pizişkiyan ve Mustafa Taczade’nin adaylıkları kabul edilmedi.

SONUÇ

Genel anlamıyla bakıldığında Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, Eski Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Muhsin Rızai, Nükleer Başmüzakereci Said Celili, Milletvekili Emir Hüseyin Kadızade Haşimi, Eski milletvekili Ali Rıza Zakani, Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhsin Mihralizade, Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmeti’nin adaylıkları kabul edildi ve bu isimlerden ilk beşi muhafazakâr diğer ikisi ise reformcu siyasetleri ile tanınıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Muhafazakârlar ve Reformistler arasında geçeceği izlenimine kapılmak yanlış olur. Halkın desteklediği kitleye baktığımızda aslında yarış reformistler ve muhafazakârlar arasında değil, muhafazakârlar ve muhafazakârlar arasında geçiyor. Kazanması muhtemel aday ise İbrahim Reisi. Ancak son yirmi yıldır var olan ‘Asker Kökenli Cumhurbaşkanı’  furyası ise göz ardı edilemeyecek kadar önemli.

Bu yazı 13. İran Seçimleri öncesinde İrem Albayrak tarafından The FEAS Journal adına hazırlanmıştır.


REFERANSLAR

BBCNews, 25 Mayıs 2021, İran’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacak adaylar kimler? https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57244768

ERGİNBAŞ Esin, 2020, İRAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: ÖNE ÇIKAN MUHTEMEL ADAYLAR, İran Araştırmaları Merkezi https://iramcenter.org/iran-cumhurbaskanligi-secimleri-one-cikan-muhtemel-adaylar/

CANER Mustafa, 2016, İRAN SEÇİMLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, ORSAM https://ormer.sakarya.edu.tr/20,3,,59,iran_secimleri_uzerine_bir_degerlendirme.html

ÇIRAKOĞLU Ahmet & SAYIN Hüdayi, 2019, İRAN’DA SİYASİ EKOLLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, cilt.6, s.85-112 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/744193

FANID Nematollah Aghabalaei, 2020, İRAN’IN İDARİ TEŞKİLAT SİTEMİ, Oğuzhan Sosyal Bilimler Dergisi https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1349164

KANADIKIRIK Halil, 2019, GELENEK VE GELENEK İCADI ARASINDA: İRAN SİYASAL KÜLTÜRÜNDE HUMEYNİ REJİMİNİN YERİ, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, cilt.60, s.142-154 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/703590

KUDUOĞLU Alptuğ, 2019, İRAN’DA MUSADDIK DÖNEMİ: 1951-1953, İran Çalışmaları Dergisi, cilt.2, s.37-62 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/657488

KUCUK Bahtiyar, 2021, İran: Mahmud Ahmedinejad, cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık başvurusu yaptı, Euronews  https://tr.euronews.com/2021/05/12/iran-mahmud-ahmedinejad-cumhurbaskanl-g-secimleri-icin-adayl-k-basvurusu-yapt

SİNKAYA Bayram, 2010, İRAN’DA ASKER-SİYASET İLİŞKİLERİ VE DEVRİM MUHAFIZLAFRI’NIN YÜKSELİŞİ, S.115-142 https://dergipark.org.tr/en/pub/ortetut/issue/22569/241115

Share this article
Shareable URL
Prev Post

632. YIL DÖNÜMÜNDE I. KOSOVA MUHAREBESİ

Next Post

ASALA TERÖR ÖRGÜTÜ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Read next