13. DÖNEM İRAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Orta Doğu’da söz sahibi önemli ülkelerden biri olan İran’ın 13. Dönem Cumhurbaşkanlığı seçimleri 18 Haziran 2021 Cuma günü yapılacak. 1979 Devrimi’nden sonra idari teşkilat sisteminde derin değişimler yaşayan İran, Humeyni’nin ardından yönetimde fikirsel ayrılıkların başlamasıyla bugünkü düşünsel temelleri atıldı. 13. Dönem seçimlerde ise İran Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından başvuru yapan 592 kişiden sadece 7’sine adaylık izni verildi.

632. YIL DÖNÜMÜNDE I. KOSOVA MUHAREBESİ

28 Haziran 1389 tarihinde gerçekleşen I. Kosova Muharebesi hem Balkan tarihi hem de dünya tarihi açısından pek çok önemli olayın perde arkasında önemli bir rol oynamıştır. Özellikle Sırplar için bu savaş sonrası oluşturdukları Kosova Miti büyük önem taşımaktadır. Başlangıçta milli bir bilinç oluşturmak üzere yaratılan bu efsane/mit, 19. yüzyılda Sırp milliyetçiliğinin temel argümanı haline gelmiştir. Giderek radikalleşen bu milliyetçilik, 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan olayda ve Yugoslavya’nın dağılmasında karşımıza çıkmıştır.

FRONTEX VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE SINIR GÜVENLİĞİ

26 Ekim 2004’te kurulan Frontex, fiilen 1 Mayıs 2005’te göreve başlamıştır. Frontex’in merkezi Polonya’nın başkenti Varşova’da bulunmaktadır. Frontex, göçmen kaçakçılığıyla mücadele, AB’de ekonomik çöküşün önlenmesi, AB vatandaşlarının güvenliğinin artırılması ve göçmenlerin hayatlarının kurtarılması gibi büyük hedefleri olan bir kurumdur. Frontex tarihsel bağlamda incelendiğinde, ajansın ‘güvenlik’ nedenleriyle daha fazla gözetim sağlama konusunda öne çıktığı görülmektedir.

TÜRKİYE’NİN ENERJİ DİPLOMASİSİ, JEOPOLİTİĞİ VE EKONOMİ POLİTİĞİ

ÖZET: Enerji, ülkelerin hem ekonomik hem de diplomatik gücü hususunda vazgeçilmez unsurudur. Bir ülkenin doğal kaynak zenginliği kadar, jeopolitik konumu da önemlidir. Çünkü jeopolitik konum kaynağın taşınmasında ve maliyetinin azalmasında büyük bir rol oynar. Türkiye ise dünya enerji oyununda yeterli bir kaynağa sahip olmasa bile jeopolitik konumu nedeniyle önemli bir yerdedir. Fakat, bu kadar önemli […]

ADANMIŞLIĞIN ŞİDDETİ: FİLİSTİN’DE İNTİHAR SALDIRILARI

Bakış açılarına göre, intihar saldırılarının kavranması ve analizi epey karmaşık görünse de hâkim anlayışların zemini; özgürlük ve terörizm üzerine oturtulmuştur. Bu perspektiflerle beraber intihar saldırılarını safi politik bir tutum olduğu için incelemek, konuya basmakalıp bir yaklaşımı da beraberinde getirecektir. Saldırıların; siyasi, dini, sosyolojik, ekonomik, psikolojik, edebi formdaki nedenlerinin gün yüzüne çıkarılması, yapılan eylemin meşruluğunu sorgulatmakla beraber, ‘hakikat’ teriminin, bireyler ve toplum ekseninde ne denli evrime uğratıldığını da kavrama açısından önem teşkil edecektir. Bu bağlamda öncelikli olarak, Filistin intihar saldırılarını tarihsel bir süzgeçten geçirdikten sonra, konunun diğer basamaklarından biri olan beden siyaseti üzerinde durulacaktır. Ardından ise, saldırıların ‘özgürlük’ ve ‘terörizm’ boyutları ele alınacaktır.

QUAD VE ABD-ÇİN REKABETİNE YANSIMALARI

QUAD (Quadrilateral Security Dialogue) yani Dörtlü Güvenlik Diyaloğu ilk olarak 2007 yılında dönemin Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin daveti ile birlikte ASEAN Asya-Pasifik Forumu sırasında ülkelerin bir araya gelmesiyle oluşturuldu. Gayri resmi bir forum niteliği taşıyan bu görüşmelerde Japonya Başbakanı Shinzo Abe, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ve Avustralya Başbakanı John Howard bir araya geldileR. Dörtlü’nün gündemi elbette ki Çin’in bölgede gittikçe artan etkinliğiydi. QUAD, Çin’in bölgede artan ekonomik ve kısmen de askeri etkinliğine bir cevap olarak görüldü. Ancak 2007’deki bu görüşmelerin ardından Avustralya’nın Çin baskısından çekinmesi sebebiyle QUAD, 2017 yılına kadar askıda kaldı.

RUSYA UKRAYNA KRİZİ

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan kriz son zamanlarda dünya gündemin konuları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Ukrayna’nın doğusunda bulunan Donbass bölgesinde Rusya taraftarları ile Ukrayna birlikleri arasında yaşanan çatışmalar, ateşkes ihlallerinin giderek artması bölgedeki gerilimi giderek arttırmıştır. İki devlet arasında yaşanan yüksek gerilim bölgede kaygılara yol açmaktadır. Bu iki devletin halkının çoğunluğu dilleri, kültürleri, inançları aynı iken son yıllarda yaşanan siyasi gerilimler sebebiyle birbirlerinden giderek uzaklaşmaktadır. Rusya ve Ukrayna arasında gerilime yol açan tarihsel süreç, güncel krizler ve son durum analiz edilecektir.

DÜNYA SİYASETİNDE YENİ PERDE: THE LONGER TELEGRAM

Geçtiğimiz günlerde uluslararası ilişkiler araştırmacılarının dikkatini çeken önemli bir gelişme yaşandı. George Kennan’ın 1946 yılında ABD Dışişleri Bakanlığına gönderdiği ve SSCB yönetiminin endişe verici davranışlarını ele alan The Long Telegram adlı 8000 kelimelik raporun Çin’e karşı yazılan versiyonu ünlü araştırma kuruluşu Atlantic Council tarafından yayınlandı. Yazarı belli olmayan rapor, Atlantic Council tarafından “Çin jeopolitik stratejisinin bugüne kadarki en titiz incelemelerinden biri ve ABD’nin, yükselen yeni bir süper güce karşı nasıl politikalar üretmesi gerektiğine dair tavsiyeler veren olağanüstü yeni strateji belgesi.” olarak tanımlandı. Bu analiz yazısı kapsamında, The Longer Telegram; ABD’nin Çin’e karşı uyguladığı politikaları şekillendirebilir mi, raporun karar vericilere önerileri neler, Soğuk Savaş döneminde SSCB’ye uygulanan politikalar Çin’e karşı uygulanabilir mi, rapora karşı uzmanların eleştirileri neler, Çin küresel stratejisini hangi temellere dayandırıyor sorularının cevaplarını tartışacağız.

ARJANTİN ÖZELİNDE KÜRTAJ KISITLAMALARI VE İNSAN HAKLARI

2020’nin Aralık ayının sonlarına doğru Latin Amerika’nın büyük ve etkili ülkelerinden biri olan Arjantin’de insan hakları aktivistlerini sevindiren bir gelişme yaşanarak kürtaj yasal hale getirilmiştir. Arjantin bölgedeki en yüksek nüfuslu bölgelerden biri olması nedeniyle ülke başkanı Alberto Fernández’in desteğini alan bir yasa düzenlemesiyle bu kararı alarak dikkat çekici ve yenilikçi bir sosyal politika yoluna girmiştir. Böylece ülke kadın üreme hakları kapsamında bir yasallaştırmaya giden ilk “büyük” bölge ülkesi olarak sayılmaktadır.

BÜYÜK GÜÇLERİN AFRİKA’DAKİ SÖMÜRGECİLİK FAALİYETLERİ

Büyük güçlerin sömürgecilik çabaları genel olarak ekonomik kazanç elde etmek, kaynaklardan yararlanmak ve Afrika’nın iş gücünü kullanmaya yönelikti. Avrupa’nın büyük güçleri bu göreve Afrikalılara eğitim ve medeniyet getirme amacıyla çıkmıştı. Ancak, gerçekte olanlar bahsettikleri amaçtan oldukça farklıydı. Sömürgecilik dönemi boyunca Avrupalı ülkeler Afrika’nın yerli nüfusuna karşı acımasızca davrandı. Sahip oldukları ırkçı ve yabancı düşmanı düşünceler bu duruma yol açan önemli etmenlerdendi. Sömürgecilik faaliyetleri ve yerlilere karşı tutumları zaman zaman farklılık gösterse de tüm sömürgeci devletler Afrika topraklarından faydalanmayı amaçlıyordu. Bu amaç doğrultusunda, birçok farklı sömürgeleştirme stratejilerden yararlanarak yerel halkı kandırmaya çalıştılar. Bu yazı, büyük güçlerin sömürgeleştirme yöntemlerine odaklanarak Kenya, Nijerya ve Namibya’daki sömürgecilik faaliyetlerini incelemektedir.

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön