Toplumsal cinsiyet eşitliği geçmişten günümüze büyük bir sorun olarak kalmaya devam ediyor. Bu soruna karşı dünya genelinde bir ilerleme olsa da 21. yüzyılda bile küresel anlamda cinsiyet eşitsizliği mevcut. Bu eşitsizlik oranının daha belirgin olduğu Orta Doğu’da ise ev içi şiddet, ev işlerinin eşit paylaşılmaması, cinsel şiddet gibi sorunlar zaten var olmakla birlikte pandemi bunu daha da derinleştirdi
DOĞU AVRUPA’DA DEMOKRATİKLEŞME VE KALKINMA SÜRECİ
Demokratikleşme süreçlerini de ele aldığımızda 1990’lı yıllarda komünist rejimin çöküşü Doğu Avrupa ülkelerini yeni rejim inşasına itti. Bazı ülkeler AB entegrasyonunun etkisiyle bu süreci başarılı olarak devam ettirse de bazı ülkeler demokratikleşme konusunda hala sıkıntılar yaşamaktadır.
BREZİLYA’DA BOLSONARO YÖNETİMİ VE GELECEĞİ
Brezilya, çoğu Latin Amerika ülkesine göre demokratik ve seçimlerinin rekabete dayandığı bir politik sisteme sahip olarak görülebilir. Fakat Brezilya’da gerçekleşen başkanlık seçimleri, özellikle 2018 yılında tartışmalı bir şekilde sonuçlanmıştır. Sağcı hükümetin ülkede hüküm sürmesiyle umut edilen pek çok şey ne yazık ki gerçekleşmemiştir. Ülkenin ekonomik krizi halen sürmekte, pek çok insan hakları ihlalleri yaşanmaktadır. Bu nedenle 2018 seçimlerinde başa gelen Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro’nun tahtı da gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimlerinde sallanacak gibi durmaktadır. Cumhurbaşkanının bu nedenle geleceği için pek çok endişesi bulunmakta.
AVRUPA BİRLİĞİNDE YENİ MÜLTECİ KRİZİ: AFGAN GÖÇÜ
Afganlar, komşu ülke olan Pakistan ve İran’dan sonra en çok Türkiye’ye ve yol bulabilirlerse Avrupa ülkelerine doğru göç etmeye başladı. Türkiye’nin sınır illerinden giriş yapanların sayısı net olarak bilinmemekle birlikte binlerce kişinin Afganistan’ı canı uğruna terk ettiği biliniyor. Afganistan’daki kaos ortamı, Avrupa’ya transit ülke konumunda olan Türkiye’nin bu konudaki belirsiz politikaları, Avrupa’yı yeni bir mülteci krizinin ortaya çıkacağı konusunda endişelendirmektedir.
TÜRKİYE’DE KÖY ENSTİTÜLERİ
Köy Enstitüleri projesi cumhuriyet döneminde hem sosyal alanda hem eğitim alanında aydınlanmanın en büyük öncülerindendir. Türkiye nüfusunun %80’ini kapsayan köylünün, çocuklarını üretim içinde eğiterek onları kulluktan yurttaşlık bilincine, ümmetlikten ulus bilincine ulaştırmak, köyü toplumsal, ekonomik ve sosyal alanda içten canlandırmak, kalkındırmak ve köylüyü yönetime katmak, Anadolu’yu aydınlığa kavuşturmak amacıyla açılmıştır.
ULUSLARARASI İLİŞKİLER TEORİLERİ BAĞLAMINDA İNSAN HAKLARI KUŞAKLARININ İNCELENMESİ
Modern anlamda insan hakları kavramının II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Birleşmiş Milletler ile ortaya atıldığı varsayılır. Fakat insan hakları kavramı çok daha önceye dayanır. Felsefi açıdan sofistler tarafından ortaya atılan ve doğa hukuku ile anılan insan hakları kavramı daha sonra birçok devrimin temelini oluşturmuştur. İnsan hakları, genel manası ile dünyadaki tüm insanların doğuştan sahip olduğu hak ve özgürlükleri kapsar. İnsan hakları çerçevesinde birçok farklı kuram ve teori ortaya atılmıştır. Doğal hukuk kuramı ve pozitif hukuk bunlardan biridir. Doğal hukuk kuramı, pozitif hukuk kuramının tersine, hak ve özgürlüklerin toplumlar veya devlet tarafından oluşturulduğunu değil; insanların bunlara doğuştan sahip olduğunu savunur. Bu çerçevede insan hakları tarihini incelediğimizde akademisyenler, insan haklarını üç kuşak halinde ifade eder.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER HAREKETİ (HÖH) VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) 1990’dan sonra Bulgaristan’da kurulan Türk partileri içinde başarı ile süreklilik gösteren en büyük büyük parti konumundadır. Parti 1990 yılında Ahmed Doğan tarafından kurulmuştur. Bulgaristan Türklerinin en önemli temsilcisi olarak görülen parti, kurulduğu yıl gerçekleştirilen seçimlerde 23 milletvekili çıkartarak başarılı bir sonuca imza atmıştır. HÖH, Bulgaristan Türkleri için parlamentoda bir temsilci niteliğinde hareket etmektedir. Bu yüzden Bulgaristan Türkleri ile HÖH’ün arasında iyi ve korumacı bir ilişki vardır. Daha açık bir ifadeyle Bulgaristan’da bulunan Türk kökenli vatandaşlar kendi ihtiyaçlarını talep edebilecek, bunu parlamentoya taşıyabilecek ve kendilerini artan Bulgar milliyetçiliğinden olumsuz etkilenmemek adına HÖH’e ihtiyaç duymuştur. Dolayısıyla Bulgaristan’da bulunan bu Türk partisi, misyonu ve vizyonu ile bölgedeki Türklerin her zaman yanında olmaya çalışan bir parti olmuştur.
TÜRK SİYASET TARİHİNDE KADINLAR
Kadınlar Birliği, Kadınlar Halk Fırkasına onay çıkmaması sebebiyle 7 Şubat 1924 tarihinde kuruldu.
SREBRENİTSA SOYKIRIMI
Yugoslavya’nın parçalanması sürecinde ilk önce Sırpların daha sonra Hırvatların işgal etmek için Bosna-Hersek’e saldırmaları ile 1992-1995 yılları arasında savaş yaşanmıştır.
BULGARİSTAN SİYASİ PARTİLERİNİN AB SONRASI TÜRKİYE YAKLAŞIMLARI
Yönetim sistemi olarak parlamenter cumhuriyet sistemine sahip olan Bulgaristan, 240 sandalyeden oluşan bir parlamentoya sahiptir. Normal şartlarda, ülkede dört yılda bir seçim yapılması gerekirken özellikle AB’ye üye olduktan sonra çokça erken seçim kararı alındığını görmekteyiz.