AVRUPA BİRLİĞİNDE YENİ MÜLTECİ KRİZİ: AFGAN GÖÇÜ

Özet

ABD ve Taliban arasında Şubat 2020’de yapılan anlaşma doğrultusunda bu yıl uluslararası güçlerin Afganistan’dan çekilme süreci başladı. Yapılan anlaşmada Taliban’ın yabancı güçlere saldırmaması konusunda anlaşmaya varılırken, Afgan güvenlik güçlerine yönelik eylemleri ile ilgili bir hüküm getirilmemiştir. Taliban bir taraftan Afgan hükümetiyle müzakerelerine devam ederken bir taraftan da haziran ayından bu yana şiddetli saldırılarına devam ettirerek ve ardından 15 Ağustos’ta başkent Kabil’i hakimiyeti altına alarak 20 yıl sonra Afganistan’da yeniden kontrolü sağladı. Taliban’ın bu hızlı ilerleyişi karşısında on binlerce insan evlerini terk etti ve ülkeden kaçış başladı. Afganlar, komşu ülke olan Pakistan ve İran’dan sonra en çok Türkiye’ye ve yol bulabilirlerse Avrupa ülkelerine doğru göç etmeye başladı. Türkiye’nin sınır illerinden giriş yapanların sayısı net olarak bilinmemekle birlikte binlerce kişinin Afganistan’ı canı uğruna terk ettiği biliniyor. Afganistan’daki kaos ortamı, Avrupa’ya transit ülke konumunda olan Türkiye’nin bu konudaki belirsiz politikaları, Avrupa’yı yeni bir mülteci krizinin ortaya çıkacağı konusunda endişelendirmektedir. Bu yazıda, Avrupa Birliği’nin Afgan mülteciler konusundaki yaklaşımları ve politikaları değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği (AB), Avrupa, Taliban, Afganistan, Mülteci Krizi, Göç, Türkiye.

Giriş

Tarih boyunca birçok topluluk üzerinde etkisi olan göç sorunu, değişen dünyanın şartlarının etkisi ile giderek uluslararası gündemi meşgul eden sorunlardan biri haline gelmiştir. Bireylerin ya da toplulukların bazı sebeplerden dolayı ülkelerini, evlerini bırakarak başka bölgeye veya ülkeye yerleşmek için gitmeleri olarak tanımlanan göç kavramı küresel bir olgu haline gelmiş olup, uzlaşılmaya varılması zor konulardan biridir. İnsanların çoğu yaşadıkları yerlerden savaş, zulüm, ekonomik sıkıntılar, soykırım, doğal felaket gibi sebeplerden dolayı ayrılarak başka ülkelere daha rahat ve kaliteli bir yaşam için göç etmek durumunda kalmaktadır. Ancak bu göçler dünyada birçok ülkenin ekonomik, siyasi, sosyal ve demografik yapısında değişimlere yol açmaktadır. Bu bakımdan göçün ortaya çıkmasındaki nedenlerin, ortaya çıkardığı sonuçlarla aynı olduğunu belirtebiliriz. Yani göç hem bir neden hem de sonuçtur. Günümüzde değişen şartlarla ortaya çıkan ve dünyanın gündeminin de yoğunlaştığı konu ABD’nin Afganistan’dan tamamıyla çekilmesi ve Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle artan Afgan Göç’ü sorunudur. Özellikle bu meselede Avrupa ülkelerinin endişesinin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. 

Öncelikle analizin daha net ve anlaşılır olması amacıyla Afganistan’daki göçün en büyük nedenlerinden biri olan Taliban rejimine kısaca değindikten sonra Avrupa Birliği’nin bu göçe karşı yaklaşımları ve politikaları, bu konudaki adımlarının ne olacağı konusu değerlendirilecektir.

1.Taliban Rejimi

Talib (öğrenci) kelimesinin çoğulu olan Taliban (öğrenciler) adını benimseyen örgüt, ülkenin güney bölgesinde Molla Ömer Ahund liderliğinde yaklaşık olarak 50 medrese öğrencisiyle birlikte 1994’te kuruldu (Bag, 2021). Afgan toplumunun çoğunluğu gelenekçi olmasıyla hızlı bir şekilde taraftar toplayarak ve yükselen örgütün amacı Sovyet savaşı ve iç savaşlar sırasında ortaya çıkan savaş ağalarından kurtulmak olarak belirtmiştir. Örgütün temel felsefesi ise Afganistan’da İslam’a dayalı bir yönetim getirmek, bir şeriat rejimi kurmaktır. Ancak örgütün İslami yorumu Hanefi mezhebinin ve Afgan geleneklerinin karışımı olmakla birlikte Taliban İslam’ı kendi anlayışı ve yorumu dışında olan tüm yorumları reddetmektedir. Analistlere göre örgütün kurulmasında en büyük destekçi ve yol göstericileri Pakistan İstihbarat Teşkilatı olmuştur. İslam’ı kendi anlayışına göre yorumlayan Taliban’ın uygulamalarından bahsedecek olursak bunlar; şeriata dayalı anayasal sistemin yürürlüğe girmesi, şeriatın gündelik hayatta uygulandığını kontrol etmek için Emr-i bil Maruf Bakanlığı’nın oluşturulması, hayatın her alanında soyutlanan kadınların çalışması ve kız çocukların eğitim alması yasak olması, kadınlarda burka giyilmesi zorunluluğu ve erkeklerin de takke ve sakal mecburiyeti getirilmesi, yüzü görülen kadınların kırbaçlanması, sakalını kesen erkeklere hapis cezası verilmesi, müziğin yasak olması, televizyonların yasak olması, erkeklerin camide 5 vakit namaz kılma mecburiyeti, namaz surelerini bilmeyenlerin kırbaçlanması, özellikle farklı mücahit gruplara mensup kişiler yakalanmaları halinde idam edilmesi, çeşitli sebeplerden birçok kişinin elinin kesilmesi gibi birçok uygulamaları vardır. 

Amerikan işgalinin üzerinden geçen 20 yılın ardından tekrardan dünya sahnesine çıkan ve hala adından söz ettiren Taliban, ABD varlığının sona ermesini ve tüm yabancı güçlerin ülkeden çekilmesini istiyordu ve bu amaçla dönemin ABD Başkanı Donald Trump yönetimi ile 2020 yılının şubat ayında barış anlaşması imzalandı, anlaşmada örgüt istediğini aldı (Bag, 2021). Uluslararası güçlerin Afganistan’dan tamamıyla çekilmesi ile Taliban gücünü toplayarak 15 Ağustos 2021 tarihinde Afganistan’ı tamamıyla ele geçirdi. Taliban Afganistan’ı ele geçirir geçirmez kurallarını ve uygulamalarını da yürürlüğe koydu. Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeden kaçtı. Binlerce Afgan vatandaşı da canı uğruna aynısını yapmaya çalışıyor (Resim-I). Bu durum ise büyük bir göç dalgası yaratacağı düşüncesi Avrupa’yı endişelendirmektedir.

ABD Hava Kuvvetleri doğruladı: Kabil'den kalkan tahliye uçağının iniş  takımlarında insan vücudu parçaları bulundu

                                                     (Resim-1, 2021)

2.AB’de Göç Endişesi

Tahminlere göre yaklaşık 2,2 milyon Afgan komşu ülkelerdeyken ülkeden ayrılmaya çalışan insan sayısı da gittikçe artmaktadır. Devam eden çatışmalar ve siyasi istikrarsızlık sebebiyle Afganistan sınırlarının içerisinde 3,5 milyon kişi de evsiz kaldı (BBC News, 2021). Diğer ülkeler Afganistan’da kendi vatandaşlarını tahliye ederken, Afganlar canı pahasına bu tahliyeden yararlanmaya çalışıyorlardı. Durumun bu kadar vahim olması Avrupa’da başka bir göçmen krizi yaratacağı konusunda endişelere yol açmıştır. Avrupa Birliğine (AB) üye ülkelerde Taliban’dan kaçan Afgan vatandaşları için oluşturulacak ortak mülteci politikası konusunda görüş ayrılıkları hala devam etmekle birlikte bütün gözler bu konuda çeşitli senaryolar üzerinde çalıştığı belirten Avrupa Komisyonu’na çevrilmiştir (Parrock, 2021). Avrupa Konseyi Mülteciler ve Sürgünler Direktörü Catherine Woollard, AB’de çalışan insanları tahliye etme konusunda sıkıntı olmadığını ve kendi imkanları ile gelen Afgan mültecilere ise gereken yardımın yapılacağını belirtmiştir. Son günlerde birkaç Avrupalı lider de göç konusundaki endişelerini dile getirdiler. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 16 Ağustos’ta televizyonda yaptığı konuşmada, “Taliban’dan kaçanlarla ilgilenmek için organize ve adil bir uluslararası çabaya ihtiyaç duyulacağını” söyledi ve Avrupa’nın tek başına mevcut durumun sonuçlarını üstlenemeyeceğini belirtti. 

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Afgan göç akınına karşı yerel çözümler bulunmasını ve Afganistan’a komşu ülkelerde çözüm üretilmesi gerektiğini savundu (Karaca, 2021). Almanya’da iktidardaki Hıristiyan Demokratlar ise 2015’in tekrarlanmaması gerektiğini ve bu sorunun Almanya’ya göçle çözülemeyeceğini belirtti. 2015 yılında, Suriye’deki savaştan kaçan Suriyeli göçmenler Türkiye’yi geçtikten sonra Yunanistan’a Meriç Nehri üzerindeki kara sınırını aşarak girdiler ve daha sonra Balkanlardan geçerek Batı Avrupa’ya ulaşmışlardı. Yine aynı yolculuğa çıkan Afgan göçmenler için yolculuk daha da zorlaşmış durumda. Türkiye, göç akınına karşı ana yolu olan İran ile sınırına bir çit örüyor. 

Yunanistan’da Türkiye ile olan kara sınırı boyunca bir sınır çiti inşasını tamamladı. Türkiye’den Yunan adalarına botlarla veya teknelerle girmeye çalışan çok sayıda göçmen yakalanarak mülteci kamplarına alınmıştır. 21 Ağustos’ta sınır çitini ziyaret eden Yunan Vatandaşları Koruma Bakanı Michalis Chrisochoidis hükümetin tedbirlerini savundu (Ridgwell, 2021). Afgan Krizi’nin jeopolitik açıdan bazı değişimler yaratacağını ve göçmen dalgası oluşturabileceğini bu etkilere karşı pasif bir şekilde durmayacaklarını belirtti. 

En fazla göçmen karşıtı ülkelerden biri olan Avusturya’da ise Avusturya Başbakanı Kurz’un son birkaç yılda yaklaşık 40 binden fazla Afgan mülteci aldıklarını ve daha fazla almayacaklarını belirtti. Avusturya’nın, oluşabilecek göç krizinde sert politikalarından taviz vermeyeceklerini söyleyebiliriz. 

Polonya’da ise Afgan göçmenlerinden dolayı kriz yaşamaktadır. Polonya, Belarus üzerinden AB’ye gelen kaçak göçmen sayısının artması nedeniyle kendi sınırına 150 kilometrelik tel örgüden duvar örme kararı aldı (Euronews, 2021). Polonya İçişleri ve Yönetim Bakanı Yardımcısı Maciej Wasik göçmenlerin Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko tarafından kullanıldığını öne sürdü. Ayrıca Wasik, Polonya’nın Afgan mültecileri tehdit olarak gördüğünü belirterek, kabul etmeyeceklerini belirtti. Söz konusu göç dalgasını engelleyebilmek için sınırlarına 1000 asker konuşlandırdığını duyurdu (Hürriyet, 2021).

Hırvatistan İçişleri Bakanı Davor Bozinavic, Afganistan ve Belarus sınırındaki göz krizine yönelik, AB’nin tekrardan 2015’teki gibi bir göçmen krizi ile karşı karşıya gelmemesi gerektiğini ve göçmenleri siyasi baskı aracı olarak kullanan Belarus yönetimini kınadığını belirtmiştir (Perspektif, 2021). Ayrıca Belarus’un bu tutumundan en çok Letonya, Litvanya ve Polonya’nın etkilendiğini söyleyen Bozinovic, AB’nin dış sınırlarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanılmamasını ve korunması gerektiğini belirtmiştir. Bozinovic, AB kurumunda görev yapan 20 Afgan’ı kabul edeceğini açıkladı. Ve bu konuda AB’nin Afgan göçmenlere yardımcı olmak için Birleşmiş Milletler aracılığıyla çalışacağını belirtti.

AB Dönem Başkanı ve Slovenya Başbakanı olan Janez Jansa sosyal medya hesabından, “anavatanlarından savaşmak yerine kaçan herkese yardım etmek AB’nin ya da Slovenya’nın görevi değil” şeklinde görüşünü paylaştı. Bu açıklamaya bakıldığında Slovenya’nın mülteci kabul etmemesinin yanında yardım etme konusunda olumlu olmadığını değerlendirebiliriz.

Sonuç   

Genel bir perspektiften bakıldığında Avrupa ülkeleri ve transit ülke olması bakımından önemli rolü olan Türkiye’nin daha fazla göçmen kaldıramayacağı sonucuna ulaşmaktayız. Bu nedenle AB Kurumlarında, Afgan göçmen krizini engellemek için Afganistan ile Avrupa arasında Türkiye gibi ülkelerle sıkı ve planlı bir iş birliği yapılması fikrinin daha ağır bastığı görülmektedir. Göçmen karşıtı hükümetlerin olduğu ülkelerde ise yapılan açıklamalara göre bu konuda çözüm bulunmadıkça daha sert politikalar izleyeceği anlaşılmaktadır. Ayrıca bu ülkelerin tutumlarının AB gibi ılımlı olmadığını belirtebiliriz. Ancak gün geçtikçe göçmen sayısı artmakta ve bu konuda Avrupa ülkelerinin ortak bir göç politika oluşturma konusunda hala çözüme ulaşmamıştır. Bu konudaki tartışmalar hala devam etmektedir.

Sudenur Yıldız tarafından The FEAS Journal adına hazırlanmıştır.

Kaynakça

Bag, M. (2021, Ağustos 21). Taliban örgütü nedir? Nasıl ortaya çıktı? Amacı nedir? Arkasında kimler var? Ağustos 27, 2021 tarihinde euronews: https://tr.euronews.com/2021/08/14/taliban-orgutu-nedir-nasil-ortaya-cikti-amaci-nedir-arkasinda-kimler-var adresinden alındı

BBC News. (2021, Ağustos 23). Taliban’dan kaçan Afgan sığınmacılar nereye gidecek? Ağustos 28, 2021 tarihinde BBC News: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58298969 adresinden alındı

Euronews. (2021, Ağustos 24). Polonya, göçmen akınına karşı Belarus sınırına 150 km’lik tel örgüden duvar örüyor. Ağustos 28, 2021 tarihinde Euronews: https://tr.euronews.com/2021/08/24/polonya-gocmen-ak-n-na-kars-belarus-s-n-r-na-150-km-lik-tel-orguden-duvar-oruyor adresinden alındı

Hürriyet. (2021, Ağustos 20). Avrupa’da yer yerinden oynadı! Belarus’un göçmen oyunu kameralara yakalandı. Ağustos 29, 2021 tarihinde Hürriyet: https://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-avrupada-yer-yerinden-oynadi-belarusun-gocmen-oyunu-kameralara-yakalandi-41877384 adresinden alındı

Karaca, K. (2021, Ağustos 19). Avrupa Birliği’nde Afgan Göçmen Paniği. Ağustos 29, 2021 tarihinde DW: https://www.dw.com/tr/avrupa-birli%C4%9Finde-afgan-g%C3%B6%C3%A7men-pani%C4%9Fi/a-58908364 adresinden alındı

Obayd, A. J., & Karataş, A. (2021). Afganistan’da Göç Hareketliliğinin Neden ve Sonuçları. Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergisi, 75-91. doi:https://doi.org/10.17498/kdeniz.896472

Parrock, J. (2021, Ağustos 24). Avrupa Birliği, Afgan mülteci politikasına nasıl karar verecek? Ağustos 28, 2021 tarihinde Euronews: https://tr.euronews.com/2021/08/24/avrupa-birligi-afgan-multeci-politikas-na-nas-l-karar-verecek adresinden alındı

Perspektif. (2021, Ağustos 20). Avrupa Birliği Gündeminde “Göçmen Krizi” ve Afgan Mülteciler. Ağustos 28, 2021 tarihinde Perspektif: https://perspektif.eu/2021/08/20/avrupa-birligi-gundeminde-gocmen-krizi-ve-afgan-multeciler/ adresinden alındı

Resim-1, T. (2021). Afganistan’dan kaçmaya çalışan Afganlar. T24.

Ridgwell, H. (2021, August 23). Will Afghanistan Create Another Migrant Crisis for Europe? Ağustos 28, 2021 tarihinde Voanews: https://www.voanews.com/south-central-asia/will-afghanistan-create-another-migrant-crisis-europe adresinden alındı

Share this article
Shareable URL
Prev Post

ULUSLARARASI İLİŞKİLER TEORİLERİ BAĞLAMINDA İNSAN HAKLARI KUŞAKLARININ İNCELENMESİ

Next Post

BREZİLYA’DA BOLSONARO YÖNETİMİ VE GELECEĞİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Read next

VİŞEGRAD GRUBU

Vişegrad Grubu, 15 Şubat 1991 tarihinde ‘Vişegrad Üçlüsü’ olarak Macaristan, Polonya ve Çekoslovakya olmak üzere…

YEMEN İÇ SAVAŞI

Yemen tarihi boyunca dış müdahalelere açık olmuş bir ülke olmakla birlikte özellikle 2015 yılından sonra…